”…Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
Yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
Hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
Ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
Yaşamak yanı ağır bastığından.”

Nazım Hikmet, 1947 yılında kaleme aldığı “Yaşamaya Dair” isimli şiirinde böyle seslenmiş her birimize.

Bizim için de yaşamak yanı ağır bastı ve üstadın öğüdünü tuttuk, hem de yetmişimizi beklemeden, 16.500 adet zeytin ağacı diktik. Ha öyle çocuklarımıza falan kalsın diye de değil, ömrümüze bereket olsun; sevdiklerimizle ve çevremizle bu keyfimizi paylaşalim diye.

Peki bu aşamaya gelirken neler yaptık, neler yaşadık?

“İyi Tarım Uygulamaları Yönetmeliği”ne göre ağaçlarımızı tamamen doğal olarak yetiştirmek için her türlü doğal uygulamaları sistemimize entegre ettik.

Zeytinlerimizi erken hasat ettik, tek tek elle topladık ve 27 °C’nin altında soğuk olarak özenle sıktık.

Zeytinyağlarımızı hiçbir kimyasal işleme tabi tutmadan, katkı maddesi ve koruyucu kullanmadan ürettik.

Üretim ve yönetim süreçlerimizde ISO 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemi Standartları ile ISO 22000:2018 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemlerini uyguluyoruz.

Polifenol ve antioksidan miktarları yüksek zeytinyağlarımız, dünya standardlarında belirlenen “aroma”, “acılık” ve “yakıcılık” dengelilik özelliklerini en optimum seviyede taşısın istedik ve ZAGODA ismiyle şişeleyip damak zevkinize sunduk.

“Zagoda”, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde, halk arasında “Salamura Yeşil Zeytin”e verilen isimdir.

İşte bizim zeytin hikayemiz de, kökleri Doğu Karadeniz Bölgesi’ne uzanan, ama hayata Manisa İli, Köprübaşı İlçesi’nde geçen, zeytin ve zeytinyağına tutkulu bir yol hikayesi.

Ne şanslıyız ki, arazimizin bulunduğu bölge, Ege Üniversitesi tarafından “Zeytin ağacının yetişmesi için en ideal coğrafyalardan biri” olarak ifade edilmektedir.

Bu dünyada dikili bir ağacınız olacaksa; yaşamayı, mucizeleri hatırlamak adına, zeytin ağacı olsun bu ağaç.