Mal ve hizmet üretim süreçlerinin insana, çevreye ve hammadde kaynaklarına zarar vermesi, hatta bu zararların üretimin dahi devamlılığını imkansiz kılmaya başlaması üzerine ortaya çıkan bir kavramdır SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK.

Bir haberleşme uydusundan beş yıldızlı otel hizmetine kadar hemen hemen tüm endüstriyel ürünler için sürdürülebilirlik kavramını birbirine fazlaca benzeyen metinlerle açıklayabiliriz, ancak zeytinle ilgili ürünler hariç.

Zeytin; en kadim hikayelerde sürdürülebilirliğin sembolü olarak karşımıza çıkar.
Kutsal kitapların üzerinde ittifak ettiği anlatıma göre, insanlığın gördüğü en büyük çevre felaketi Büyük Tufan’ın sona erdiği ve yaşamın süreceği haberini ağzında zeytin ağacı dalı olan bir beyaz kuş Nuh’un Gemisi’ne ulaştırır.

Atina şehrine sahip olmak isteyen Poseidon, mızrağını Akropolis’e saplar ve yerden fışkıran tuzlu deniz suyu şehrin caddelerini kaplar. Bunu gören tanrıça Athena, elindeki zeytin ağacını toprağa dikerek felaketi durdurur. Zeus’un başkanlığını yaptığı tanrılar mahkemesi, yeryüzüne sunduğu bu güzel hediye için şehri Athena’nın hak ettiğine karar verir.

Sözün özü, biz zeytinciler için sürdürülebilirlik zeytinin, zeytin yağının ta kendisidir.

Toprağa, çevreye ve topluma karşı sorumluluklarımızı bize zeytin ağacı söyler.

ZAGODA olarak ağaçlarımızın sözünden çıkmayacağımızı taahhüt ediyoruz.